Amerika ve İngiltere Arasındaki Temel Farklar

usaengland Birçok öğrenci, üniversite döneminde veya mezun olduktan hemen sonra dil okulunu tercih etmektedir. Bunun en temel sebeplerinden biri üniversite döneminde aldıkları alt yapıya rağmen yeterli pratiğe sahip olmayan bireylerin yabancı dil seviyelerini iş hayatında ve günlük hayatta istedikleri seviyeye getirememesinden kaynaklanmaktadır.

Yabancı dilin hayati öneme sahip olduğu günümüz koşullarında bireyler kendi imkanları ya da alabilecekleri burslar yardımı ile yurtdışında eğitim almaya çalışmaktadır. Kimi öğrenciler yüksek lisans eğitimi sırasında dilini geliştireceğini düşünürken, kimi öğrenci ise direkt olarak dil okuluna gitmektedir.

Dil okulları konusunda en çok tercih edilen dil olan ingilizce için ise en önemli iki ülke Amerika ve İngiltere’dir. Peki bu iki ülke arasındaki temel fark nedir? Hangisini seçmek daha yararlı olacaktır? Bu soruya cevap bulmak birçok öğrenci için zor olmaktadır.

Öncelikle iki ülke arasındaki en büyük fark, aksan ve ingilizce kullanım şeklidir. İngiliz aksanı kuzey ülkelerinde daha çok kabul görürken dünya genelinde kullanılan temel ingilizce ise Amerikan İngilizcesi’dir. Bu konunun en önemli gerekçesi ise dünyadaki Amerikan hegemonyası. Ancak bunun yanında resmi ingilizce dili olarak ise İngiliz İngilizcesi kabul edilmektedir. Ne de olsa ingilizcenin çıkış noktası İngiltere.

Ücretler konusunda Amerika’nın daha çok tercih edilmesinin sebebi dolar kurunun ülkemiz para birimine rakamsal olarak yakınlığı ve poundtan daha ucuz olması. Ekonomik koşullar bu tarz eğitim seçimlerinde en önemli etken olmaktadır. Bu sebeple Amerika seçenekleri birçok öğrenci için daha cazip gelmektedir. İngiltere’ye göre daha uzak olsa da daha gelişmiş ve seçeneğin daha fazla olduğu bir ülke olmasıda ayrı bir artı katmaktadır.

Sonuç olarak ülkeleri değerlendirirken en önemli kıstas ekonomik ve kariyer seçenekleri olmaktadır. Amerika bu konuda hem geleneksel anlamda hem de bireysel kararlar anlamında daha baskın çıkmaktadır. Ancak dil eğitimi için yine de İngiltere’yi tercih eden birey sayısıda azımsanacak seviyede değildir.

Balkan Ülkelerinde Eğitimin Avantajları

eğitim Sizlere ilk yazımızda balkan ülkelerinde temel eğitim koşullarından ve cazip merkezi olmasının sebeplerinden bahsetmiştik. Bu yazımızda ise eğitim almaya giden bireylerin sahip olacağı avantajlardan bahsedeceğiz.

Genellikle balkan ülkeleri Sovyetler Birliği’nin yıkılması ile gelişimini hızlandıran ancak hala gelişim açısından Avrupa ülkelerinin arkasında kalan ülkeler olarak görülmektedir ve ekonomilerinin küçüklüğü sebebi ile gelişme hızlarıda belli bir seviyede kalmaktadır. Ülkelerin gelişme hızının sınırı ve sahip oldukları potansiyel sebebi ile ekonomik güç ve fiyatlarda buna göre belirlenmektedir.

Eğitim ücretlerinin ülkemize ve birçok gelişmiş dünya ülkesine göre daha düşük olmasının en temel sebebi saydığımız bu koşullardır. Bu koşulların yanında ise şehirlerin gelişmişliği eski Sovyetler Birliği sistemi ile birlikte çok iyi durumdadır.

Refahın ve yaşam koşullarının çok iyi olduğu balkan ülkelerinde eğitimin ucuzluğu, yaşam koşullarının ülkemize göre daha üst standartlarda olması ve nüfusların daha küçük olması ile bireylerin sahip olduğu bireysel avantajları birleştirince, bu ülkeler eğitim almak ve kariyer oluşturmak için çok cazip gelmektedir.

Eğitim dili olarak ingilizcenin kullanıldığı birçok program bulunmaktadır. Dil avantajı ise öğrencileri çeken ve önlerindeki en büyük engellerden birinin kaldıran unsurdur. Çünkü öğrenciler üniversite eğitimi almadan önce yeni dil eğitimi almakta pek hevesli olmazlar ve sıfırdan bir dil öğrenmek gerçek bir uğraş işter.

Eğitim sisteminin ülkemizin en iyi üniversitelerine yakın olduğu ve başarılı üniversitelerin bulunduğu balkan ülkelerinde eğitim sisteminin geçmişi çok eski tarihlere dayanmaktadır. Bütün bu avantajlar ile, balkan ülkeleri birçok öğrenci için cazip merkezi olmaya devam etmektedir.

Balkan Ülkelerinde Eğitim

Balkan-teens Balkan ülkeleri, hem ülkemize yakınlığı ile hem de ekonomik koşullarının ucuzluğu ile birçok öğrenci tarafından tercih edilmektedir. Baştan tercih edilen ülkeler ise Avusturya, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna gibi komşularımızdır. Bunların yanında Macaristan, Makedonya, Bosna ve Karadağ gibi ülkelere de talepler olmaktadır.

Birbirlerine yaşam tarzı ve koşulları ile çok fazla benzeyen bu ülkeler arasında doğru kararı verebilmek ve seçim yapabilmek ise oldukça zordur. Çünkü ülkelerin anadilleri bile birbirlerine çok yakındır. Bu sebepledir ki bireyler ekonomik koşulları ve kendi çevresindeki yönlendirmeleri göz önüne alarak seçim yaparlar.

Türkiye’de istediği bir yeri kazanamayan ya da yurtdışında daha uygun koşullarda okumak isteyen öğrencilerin tercihleri balkan ülkelerine kayıyor gibi gözükse de, artık birçok öğrenci Türkiye’de üniversite kazanmasına rağmen hem yabancı dil bilgisini arttırmak hem de yeni bir çevrede deneyim kazanmak için yurtdışını tercih etmektedir. Bu noktada en önemli şart ise ekonomik durum olmaktadır.

Balkan ülkelerinin en büyük avantajı ise yaşam masraflarının azlığı ve okulların ucuzluğudur. Okullar yıllık en fazla 1000 2000 dolar civarınd olmakta ve öğrenciler aylık 500 dolar ile rahat bir şekilde geçinebilmektedir.

Bütün bu genel detayların yanında bilinmesi gereken birçok detayda bulunmaktadır. Zamanla balkan ülkeleri içinde eğitim programları açısında artıları ve eksileri yazılarla mercek altına alacağız.

Avrupa Kültürü ile Kültürümüz Arasındaki Farklar

culture Avrupa yaşamı ile ülkemiz yaşamı arasında belli farklılıklar vardır. Özellikle ülkemizin iç ve doğu kesiminde yaşayan insanlar bu farklılıkları daha rahat hissetmektedir. Batı şehirlerimizin Avrupa ile daha çok etkileşim içinde olması, bizim deyişimizle “Avrupai” yaşamı daha iyi bilmelerini ve anlamalarını sağlamaktadır.

Ortaya çıkan en belirgin sorunlardan biri hayata bakış açısı ve disiplindir. Güney Avrupa ülkeleri taşıdıkları Akdeniz kültürü ile ülkemiz insanlarına daha çok benzerken Kuzey Avrupa’da bizden çok farklı kültürlerle karşılaşabiliriz. Bunun en temel sebebi kişilerin yetiştirilme tarzıdır. Örneğin ülkemizin en önemli kültürel özelliklerinden biri olan misafirperverlik ve yardımseverlik bazı Avrupa ülkelerinde yok olma durumuna gelmiştir. Herkes kendi yaşamına odaklanmış ve kendisini dış dünyaya kapatmış bir şekilde kendi ve yakın çevresindeki bireyler için emek sarfetmeye programlamıştır.

Yaşam tarzlarında dinsel inançlarındaki farklılık ise hiçbir olumsuz durum oluşturmamaktadır. Dinine bağlı insanların farklı dinden insanlara sahip olabileceği farklı bakış açısı ve ön yargı durumu söz konusu olmamaktadır. Avrupa’nın temelinde insanlar her ne kadar sıcakkanlı ve samimi olsalarda arkadaşlık ve dostluk duyguları ülkemizdeki gibi üst seviyelerde değildir. Arkadaşlık ilişkileri duygusallıktan daha çok mantıksal ilişkilere bağlıdır ve bu şekilde yönlenmektedir.

Kısacası Avrupa kültürünün ülkemiz kültüründen en temel farkı sahip olduğumuz duygusallığı onlarda mantığın kaplamasıdır. Her zaman bahsettiğimiz Türk gücü ve inancı, tamamiyle duygusallığa ve hırsa bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Batı medeniyeti ise bunun yanında bir o kadar akılcı ve bilimsel düşünme üzerine yoğunlaşmıştır.

Master Başvurularında Dikkat Edilmesi Gereken Konular

master Birçok öğrenci başvuru yaparken ne tür belge gerektiği konusunda karışıklıklar yaşamaktadır. Master başvurusu yapılırken dikkat edilmesi en önemli konular istenilen belgelerin doğru çevirisinin yapılmış olması ve istenilen konuların belge içinde yer almasıdır. Örneğin CV hazırlanırken sadece kişisel bilgiler yeterli olmayıp ayrıca akademik ve sosyal yaşamda yapılan aktivitelerinde yer alması büyük bir etki yaratmaktadır. Bütün bu dökümanları listelendirecek olursak:

 

  • Mezun olunan üniversiteden alınacak diploma
  • Mezun olunan üniversiteden alınacak transkript, bütün ders bilgileri ile birlikte
  • Referans mektupları
  • Niyet mektubu
  • Akademik CV
  • Dil yeterlilik sınav sonucu

Bu 6 temel belge master başvurularında en çok gereken belgelerdir. Bunların yanında her ne kadar okulların isteyebileceği ekstra belgeler olsa da yüksek lisans başvurusu yapmadan önce temel olarak bu belgelerin hazırlanması doğru bir adımdır.

Kış Dönemi Dil Eğitimi

language Yaz döneminin bitmesi ile birçok dil okulunda kısa dönem yaz programları kapanmış bulunmaktadır. Yeni dönemin başladığı bu zamanlarda dil okulları yaptığı kampanyalar ve uzun dönem kurs programları ile öğrencilerin dikkatini çekmeye çalışmaktadır.

Genellikle ekim kasım ayında başlayan programlar ile uzun dönem dil eğitimi almayı düşünen kişiler için hazırlanan programlar kısa dönem programlara göre çok daha ekonomik fiyatlarda olmaktadır. En kısa 3 aydan oluşan bu programlarda aylık kurs ücretlerinde %50’ye varan indirimler olmaktadır.

Siz de bu dönem fırsatlarını kaçırmamak ve uygun fiyatlarla dil eğitimi almak istiyorsanız kış dönemi dil programları çok daha uygun olmaktadır. Daha uzun bir dönemde dili daha iyi pekiştirmek ve yurtdışı tecrübesi için dil eğitimi en çok tercih edilen konulardan biri olmaktadır. Bu konuda ayrıntılı bilgiyi Eduhouse’tan alabilirsiniz.

Fotoğraflarla İspanya

Akdeniz’in güzel ülkelerinden biri olan İspanya’nın fotoğraflarla anlatımı

İspanya Sahilleri

İspanya Sahilleri

İspanyol Kültürü

İspanyol Kültürü

Boğa Güreşleri

Boğa Güreşleri

Flamenco

Flamenco

İspanyol Yaşam Tarzı

İspanyol Yaşam Tarzı

İspanyol Yaşam Tarzı

İspanyol Yaşam Tarzı

Madrid

Madrid

Madrid

Madrid

Barcelona

Barcelona

Barcelona

Barcelona

Barcelona Sahil

Barcelona Sahil

Barcelona

Barcelona

Barcelona Yaşam Tarzı

Barcelona Yaşam Tarzı

Sagrada Familia

Sagrada Familia

Valencia

Valencia

Valencia Sahil

Valencia Sahil

Malaga

Malaga

Toledo

Toledo

Son Dakika Başvuruları – EAE Business School

last_minute Daha önceki yazımızda belirttiğimiz gibi yüksek lisans programlarının çoğu başvuruları kapatmış durumda ve programlar yakın bir zamanda derse başlıyor olacak. Ancak EAE gibi bazı okullar için hala son dakika başvurusu mümkündür ve karar veremeyen bireyler için uygun seçenekler sunmaktadırlar.

Sizin de aklınızda Marketing ya da International Business programlarından biri varsa EAE sizin için en iyi seçeneklerden biri olacaktır. Geriye kalan bu kısa zamanda daha fazla vakit kaybetmeden yüksek lisansınıza başlamak istiyorsanız EAE en iyi seçeneklerden biri olacaktır.

Yurtdışında Staj Programları

interns Ülkemizde bile stajın önem kazandığı son yıllarda bütün üniversite ve yüksekokul eğitimlerinde staj zorunlu hale gelmiştir. Staj ile öğrencilere kazandırılmak istenen asıl amaç, iş dünyasına başlamadan önce yapacakları pratikler ile temel konuları ve gereklilikleri öğrenmektir.

Öğrenciler staj seçimi yaparken genellikle isim yapmış ve büyük şirketleri tercih etmektedir. Günümüzde oluşan en büyük algı, iyi yerlerde staj yapan insanların iş başvuruları döneminde daha rahat üst seviye yerlerde iş bulacaklarıdır. Ancak unutulmamalıdır ki ülkemizde her türlü süreç için devam eden tanıdık ve torpil mentalitesi sebebiyle çoğu firma bunları ince eleyip sık dokumaktadır.

Yurtdışında staj ise bireylere ekstra bir avantaj katmaktadır. Hem ülkemizden daha iyi durumda olan kurumsallığı öğrenmekte hem de yabancı dil gelişimine yardımcı olmaktadır. Özellikle iş yaşantısında kullanılan yabancı dil öğrenciler için çok önemli bir artı program olmaktadır. Bunların getirisi olduğu kadar ancak götürülerde olmaktadır.

Bireyler yurtdışında paralı staj programlarına başvururken kendi ceplerinden belli bir ücret harcamalıdırlar. Aynı zamanda ülkemizin pasaport değeri açısından güçsüz olması ve vize sorunları birçok ülkede staj yapılmasını zorlaştırmaktadır. Bu sebeple firmalar bu tarz bürokratik işlerle uğraşmak istemedikleri için ülkemizden gelen taleplere red cevabı vermektedirler.

Bu sebeple en iyi çözüm hem kendi yapacağınız çabalar hem de alacağınız profesyonel destek ile istediğiniz bir alanda 3 veya 6 aylık bir staj programıdır. Özellikle üniversite eğitiminin bitmesinden sonra yapılacak bu staj çok yararlı olmaktadır.

MBA Hakkında Genel Bilgiler

mba MBA, Master of Business Administration; işletme yüksek lisansı olarak bilinen programın 2 türü vardır. Biri direk üniversite eğitiminden sonra alınan diğeri ise çalışan ve üst düzey yöneticilere hitap eden iş yönetimi masterıdır. En az 3 sene iş tecrübesi olan insanlara verilen teorik bilgiler ile yapılan çalışmaların pratiğe çevrilmesini amaçlayan eğitim programıdır. MBA programlarında en başta işletme eğitimi verilirken ilerleyen dönemlerde işletmenin alt dallarında uzmanlaşmak istenilen alan seçilmektedir.

MBA programını tercih eden kitle genellikle, çok iyi seviyede ingilizce bilen, gelecekte üst düzey pozisyonları hedefleyen ve kariyerini yönetici odaklı insanlardan oluşur. İnsanlar MBA programlarına çok ciddi bütçeler yatırırken eğitimden sonra bunun karşılığını beklemektedir.

MBA süreleri genellikle 12 veya 18 ay olmaktadır. Proje bazlı programlar olduğu için ilk eğitim döneminden sonra bireyleri çok ağır bir proje dönemi beklemektedir. Özellikle son aylarda çok yoğun bir çalışma ve araştırma temposu yaşanmaktadır.

Yıllık MBA maliyetleri Avrupa’da 12000 ile 70000 euro arasındadır. Özellikle gerçekten geri dönüş sağlayan ve çok özel seçim yapan okulların maliyetleri çok daha yüksektir. MBA çok uzun ve zor bir süreç olsa da başarıyla bitiren insanlar ileri zamanlarda bunun meyvelerini çok iyi toplamaktadır.